Uzman Pedagog Psikologlardan Randevu Ne Zaman Alınmalıdır?
Çocuğunuzu bir pedagoga götürmek için birçok sebep olabilir: Gelişimi ile ilgili kaygı duyduğunuzda, uyku, yemek alışkanlıklarının yerleştirilmesinde, öfke nöbetlerine tutuluyorsa, boşanıyorsanız ya da yeni bir kardeş geliyorsa bir uzmandan destek almanızda büyük fayda var…
Çocuklarımızın fiziksel sağlığı için onları çocuk doktoruna götürmeyi ihmal etmeyiz. Duygusal, sosyal ve zihinsel gelişim takibi, alışkanlıkların kazandırılması ve kimi davranış bozukluklarında ise çocuğu konunun uzmanı olan bir pedagoga götürmek, birkaç sene öncesine dek alışılagelmiş bir yöntem değildi. Hatta konu bir tabu bile sayılabilirdi. Fakat görüldü ki, geçmişte son çare olarak görülen “pedagog randevusu”, aslında sadece sorun çözmek için değil, problem henüz oluşmadan önlemini almak için de son derece faydalı bir yöntem. Gidenler sonuç aldı, bunu yakınlarıyla paylaştı. Bugünse pedagogla randevu bilenler için son derece yararlı bir görüşme. Yeter ki; destek istemekten utanmayın, boş vermeyin ve çocuğunuza onu neden bir uzmana götürdüğünüzü doğru anlatın. Bir pedagoji uzmanından hangi konularda destek alabileceğinizi, ne zaman başvurmanız gerektiğini ve çocuğa bu desteği nasıl anlatmanız gerektiğini Uzman Pedagog Psikologlara sorduk:
Gelişim kontrolü için:
Çocuk doğduktan sonra boy, kilo gibi takibi yapılan fiziksel gelişimin yanı sıra, fiziksel olmayan duygusal gelişim, dil gelişimi, motor beceriler gibi bir gelişim süreci de yaşanır. Eğer anne babada bu sürece dair endişe varsa ilk 10 ay ile 1 yaş arasında pedagoga danışılabilir. Çünkü 10 aylıktan itibaren ilk kelimeleri bekleriz. Zorunlu bir randevu değil ancak ilk kez anne baba olanlar biraz daha endişeli olabiliyorlar ve eğer böyle bir endişeleri varsa, bunu çocuğa yaşatmak yerine destek almalarında fayda var. Doğuştan olan down sendromu, otizm gibi hastalıklarda ise çocuk doktoru aileyi mutlaka bir uzmana yönlendirecektir.
Uyku ve yemek alışkanlıklarında zorlanıyorsanız
Bazı anne babalar küçük bebeklerde uyku düzeni, beslenme gibi alışkanlıkları yerleştirme konusunda sorun yaşayabiliyorlar. Örneğin bebeklik çağında ilk üç aydan sonra çocuğun belli bir uyku düzenine geçmesi lazım. Yine yalnız uyumayan ya da yeme problemi olan çocuklar için, daha ileride tuvalet alışkanlığını kazandırmak için pedagoga danışılabilir. Hepsi de temel alışkanlıktır ve çocuğa bunları alıştırmak aslında son derece kolay olup, bir program işidir. Çocuğun özelliklerine ve anne babanın koşullarına göre bu alışkanlıklar destekle daha kolay kazandırılabilir. Bunun önemli bir örneği tuvalet alışkanlığı. Bu konuda büyük hatalar yapılabiliyor. Büyüklerden, arkadaşlardan duyulan önerilerle yanlış davranışlar olabiliyor. Fakat her çocuğun farklı bir özelliği var ve hazır olma süresini hesaba katmak gerekir. Her duyduğunuz, okuduğunuz sizin çocuğunuz için yararlı olmayabilir.
Kim bakacak, kardeşini kıskanacak mı, hangi okula gidecek?
Çocuk biraz daha büyüdüğünde, yaklaşık 2-4 yaş arasında aileler danışmanlık anlamında destek alabilirler. Anne tekrar işe başlıyorsa, çocuk okul öncesi kuruma gönderilecekse, yeni bir kardeş geliyorsa, yakın aile bireylerinden biri ağır bir hastalık geçiriyorsa, ölüm, terk gibi kayıplarda destek almak yerinde olur. Hatta taşınmada bile bazı durumlarda destek almak gerekebiliyor. Çünkü çocuklar alışkanlıklarına çok bağlıdır. Ve unutulmamalı ki; tüm bu konularda tek bir doğru, ideal yok. Ailenin dinamiği, anne babanın çalışma düzeni, ekonomik koşullar, çocuğun yapısı gibi pek çok kriteri değerlendirmek gerekiyor. Örneğin 2-2,5 yaşındaki çocuğu alıp okul öncesi bir kuruma bırakıyorsunuz. Çocuğun okulla ilgili ilk anısı burada başlıyor ve hayatı boyunca devam ediyor. Çocuğun buna hazır olup olmadığına bakılması, bir süre evde bakımının daha mı iyi olacağı gibi olasılıkların da diğer şartlar gibi değerlendirilmesi gerekiyor.
Kekemelik ve diğer duygusal, sosyal problemlerde.
Çocukta daha önce gözlemlenmeyen bir sorun meydana geldiğinde anne-baba destek almak için zaten bir arayış içinde oluyor. Bu durumda her zaman biraz süre tanımak daha uygun. Eğer bu sorun bir haftadır varsa, bu süre çok kısa olduğu için ve belki de çocuk bunu kendiliğinden atlatacağı için bir süre gözlemlemek gerekir. Ancak sorun üç hafta ile bir aylık bir süreçte de devam ediyorsa, o zaman yardım almakta fayda var. Örneğin kekemelik. Bu problem 5-5,5 yaş dönemindeki erkek çocuklarda çok sık görülüyor. Nedeni ise düşünce hızı ile konuşmanın senkronize olmamasına bağlı olabiliyor. Buradaki herhangi bir yanlış tutum çocuğun ömür boyu kekeme olmasına neden olabilir. Böyle bir şey varsa, çocuğa nasıl davranılması gerektiği hakkında mutlaka destek alınması gerekiyor.
Bir başka örnek, tuvalet eğitimi almış bir çocuğun yeniden altını ıslatmaya başlaması. Bunlar kabul edilme sınırlarının dışına çıktıysa (haftada 1-2’den fazla) yine destek almakta fayda var. Ailenin ve çocuğun düzenini değiştirecek hal alan gece kabusları, saç çekme, saç yolma, tırnak yeme, aşırı inat gibi problemlerde de pedagog desteği alınması yerinde olur. Genel olarak bunların çok büyük çoğunluğunun kökeninde duygusal problemler oluyor. Duygusal problemler zamanında çözülmezse daha kronikleşip büyük bir soruna sebep olabiliyorlar.
Okul dönemine gelirsek, öğrenmeyle ilgili problemler, dikkat dağınıklığı, hiperaktivite, okuma problemleri, disleksi gibi sorunları genelde okuldaki öğretmenler keşfediyorlar ve aileyi destek alması için yönlendiriyorlar. Ayrıca obsesyonlar (takıntı bozukluğu) da çocuklarda çok sık görülmeye başlandı. Sürekli el yıkama, eşyaları düzenli şekilde katlama, çizgiden yürüyorsa çizgi dışına çıkmama gibi. Obsesyonda ailesel yatkınlık önemli, ailede gördüyse tekrar edebiliyor. Bu durumda da destek alınmasını öneriyoruz. Yine bugünlerde çocuklarda öfke patlamaları çok sık görünür olmaya başladı. Bunun nedeni anne babaların geçmişe göre biraz daha toleranslı olması, daha çok şeye göz yumması da olabilir. Öfke nöbetinin ne sıklıkta, kime karşı ve hangi şiddette olduğu önemli. Öfke aile içinde bir kişiye mi yönelik, arkadaşlarına da uyguluyor mu gibi noktalara bakmak gerekiyor. Eğer öfke araçları çeşitlenmişse öfke kontrol bozukluğundan şüphelenebiliriz. Bunun için de çocuğun yaşına göre kullandığımız teknikler, terapiler bulunuyor.
Boşanmadan önce, ergenlikte, kariyer planlarında
Boşanma konusunda belli bir bilinç oluştu. Anne-baba boşanmayı çocuğa nasıl anlatacakları konusunda daha sık danışıyorlar. Zaten hep söylüyoruz; boşanmaya karar verme aşamasında gelin diye. Sadece anne-babanın geldiği tek seansta bile, çocuğun tüm hayatını etkileyebilecek bu kararla ilgili nasıl bir konuşma yapılacağı belirleniyor ve belki de çocuğun tüm hayatını daha kolay geçirmesini sağlayabiliyorsunuz. Sorun olmasını beklemek yerine, önceden danışmak daha iyi. Boşanmış anne-baba yeni bir birliktelik kuracaksa, evlenecekse de danışmakta yarar var. Bu durumlarda genelde sadece anne babayı çağırıyoruz.
Ergenlerle yaptığımız çalışmalar var. Anne babaya ergene nasıl davranacakları, sınırların nereye kadar olması vs. gibi konularda destek veriyoruz. Çünkü ergenler anlaşılmaz derece farklı davranış çeşitleri gösterebiliyorlar. O kadar yaratıcılar ki. Tamamen içine çekilebiliyor, duş yapmak istemiyor ya da sabaha kadar uyumamak, gece dışarı çıkmak isteyebiliyor. Burada dikkat etmemiz gereken nokta, örneğin bir anda okul başarısının düşmesi ya da rutin alışkanlıklarında gözle görülür farklılıkların olması. Anne babayla bir arada olmayı hiç istemiyorsa, dışarıda çok fazla zaman geçirmek istiyorsa, iletişimi yoksa destek alınması gerekebilir. Çünkü oradaki iletişim kopukluğu ilerde çok fazla şeylere sebep olabiliyor. İletişi koparmadan, sorun nasıl çözülebilir ona bakmak lazım. Bazen çocuklar da bu dönemle kendisi başa çıkamıyor, bana ne oluyor diye düşünüyor. Bunun için ergenlerle yaptığımız çalışmalar da var.
Çocuğa uzmana gideceği nasıl anlatılmalı?
Anne babalar, genellikle çocuktan uzmana niye gidildiğini saklıyor. Ya da çocuğu “Şurada cici bir abla var, sana bakacak, onun oyuncakları var, orada oynayacaksın” şeklinde kandırarak getiriyor. Ağlayarak gelen çocuklar var. Oysa çocuğun getirileceği durumlarda, ortada bir problem olduğu için geliniyordur ve bu problemin uygun bir dille çocuğa söylenmesi gerekir. Örneğin çocukta dikkat dağınıklığı varsa; “Dikkatinle ilgili bir problem olduğunu düşünüyoruz, yardım alınması gerekebilir. Bununla pedagoglar ilgileniyor. Onlar bir ofis ortamında çalışıyor. Seninle görüşecek. Belki sana bazı sorular sorabilir. Sonra da bu problemi çözmek için ne yapmamız gerektiğini anlatacak.” şeklinde çocukla konuşma yapılabilir. Bir diğer örnek, çocuğun öfke problemi varsa, o zaman götürmek daha zor olacağı için şöyle anlatılabilir: “Sen bu davranışları yaptığında biz çok üzülüyoruz, eminiz sen de üzülüyorsundur. Bunu daha kolay çözebiliriz ve destek alabiliriz.” Kısaca çocuğa nereye gidileceği, niye gidileceği çok iyi bir şekilde anlatılmalı. Bunu sormak için bile, sadece telefon ederek bir pedagogdan destek isteyebilirsiniz.
Randevu Telefonumuz :
0505 767 58 85